4 Mart 2024

Geçmişten Günümüze Prince Of Persia Oyunları

ile

Birden fazla kuşak üzerinde etki yaratıp kendini hayran bırakmış bir oyunlar dizisi düşünün dense, Prince of Persia ilk akla gelenlerden olurdu. 80’ler, 90’lar ve hatta 2000’lerin çocuğu ya da genciyseniz seriyi bir yerinden yakalamış olmanız olası. 80’ler ve 90’larda genç olanlar, oyunun tüm antolojisini gerçek zamanlı yaşama ayrıcalığına sahip oldular. 2D’den 3D’ye geçişe, bilgisayardan konsola evirilişe birebir tanık oldular. Oyunun geçmişten günümüze yaptığı yolculuk oyun kültürünün önemli bir kesitine de bakış niteliğinde. Serinin geçmişi 1989’a kadar uzanıyor. Hazırsanız oyunların prensi için 1989’a ışınlanalım.
1985 yılında Mechner, oyunu kurgularken ana karakteri erkek kardeşinden esinlendi. Video kayıtlar ile elde ettiği görüntüleri bilgisayar ortamına aktararak küçük kardeşinin prensi canlandırmasını sağladı. Bu aslında başlı başına bir devrimdi. Bir bilgisayar oyununda ilk kez bir karakter “motion capture” tekniği ile oluşturulmuştu. Evdeki prensi oyuna taşıdı. Bununla da yetinmeyen yaratıcı, sinemadan aldığı ilhamla oyununu dizayn etmeyi sürdürdü. Robin Hood’un Maceraları filminden bir sahneyi de oyunlaştırdı. Acaba, o günlerde yapmaya çalıştığı şeyin yeni bir türün doğuşu anlamına geleceğini kestirebilmiş midir? 
Borderbund oyunu 1989 yılında piyasaya sürdükten sonra “sinematik platform oyunları” adı verilen türün doğuşuna şahit olunuyordu. Renkler ve sesler kullanıcılar tarafından rahatsız edici bulunmuştu. 12 seviyeli olan ilk versiyon 20 seviyeli hale getirilerek grafik ve sesler elden geçirildi. Son kararlı versiyon MS-DOS, Nintendo ve Sega için yayınlandı. Prens toplamda 2 milyonun üzerinde satışa ulaşmıştı. Merak edenler için hemen belirtelim Prince of Persia (1989) günümüz laptop modelleri ile hala oynanabilir.
Nedendir bilinmez yaratıcı Mechner, oyunun sadece taslağını oluşturdu ve tamamlama işini başka bir ekibe bırakarak köşesine çekildi. Oyun 1993’de DOS için yayınlandı. Oyuna sesli anlatım eklenmişti. Aksiyon, ilk oyunda olduğu gibi zaman kısıtlamasına tabiydi fakat senaryo ile örtüşmeyen bir zaman dilimi içerisinde oyunun bitirilmiş olması gerekiyordu. Bu da ilk prensin yaptığı etkinin altında kalmasına neden oldu. Sonuç olarak, Prince Of Persia 2: The Shadow and the Flame (1993) sadece 750.000 dolayında kopya oyuncular tarafından satın alındı. Üretilmesi planlanan 3. oyun fikri o gün rafa kaldırıldı.
1996 yılında Broderbund, Prince of Persia’nın 3D versiyonu için kolları sıvadı. Oyun Windows için sipariş edilmişti ve o sıralar Windows’un geliştirme danışmanlığı görevini Mechner üstlenmişti. Borderbund, 3D’yi hazırlarken Tomb Raider’ın piyasaya çıkmasıyla duvara tosladı.
Geliştirme sırasında Broderbund, el değiştirdi. Yeni sahibi TLC, Prince of Persia 3D’yi 1999’da dördüncü Tomb Raider oyununun piyasaya sürülmesinden birkaç hafta önce piyasaya vererek aceleci davrandı. Aceleye getirilen oyun aslında Prince of Persia’nın 3D formatıydı. Üstelik 3D oynanış açısından sunduğu her şey Tomb Raider tarafından çoktan gerçekleştirilmişti.
2000’lere gelindiğinde prensin yeni nesil konsollara geçme zamanı gelmişti. 2001 yılında Ubisoft dümene geçti. PlayStation 2, Microsoft Xbox, Nintendo GameCube ve Windows için geliştirilecek oyun için Mechner’in kapısını çaldı. Yaratıcı Mechner, yapılan sunumdan etkilendi ve oyunun tasarımcısı ve yazarı olarak projenin başına geçti. 
Prince of Persia: The Sands of Time, 2003 yılında yayınlanabildi. Prens, yenilikçi vizyonunu oyuncu bakış açısına göre hareket eden modern bir kontrol sistemi kullanarak pekiştirdi. Nadir olarak aksiyonda zamanı 10 saniyeye kadar geri alma özelliği ise oyuncuları mest etti. Grafiksel açıdan da zamanının en etkileyici oyunlarındandı. Ubisoft, prense iyi gelmişti; 2003 sonuna kadar 2 milyon kopya satıldı.
Geçmişten günümüze Prince Of Persia oyunları arasında ilk kez oyuncu seviyeler arasında ileri geri gidebiliyor ve portallar aracılığıyla geçmiş ile şimdiki zaman arasında yolculuk yapıyordu. Prince of Persia: Warrior Within (2004) için gelen yorumlar çoğunlukla olumluydu fakat oyuncular The Sands of Time’ın etkisinden henüz kurtulamamıştı. Buna rağmen bir ay gibi kısa bir zaman zarfında 2 milyona yakın satıldı.
Ubisoft Casablanca, Prince of Persia: Kindred Blades adlı devam oyunu üzerinde çalışırken proje 2005 yılı başında iptal edilerek Montreal’e geri devredildi. Montreal’deki dokuz ay süren geliştirmenin ardından Prince of Persia: The Two Thrones (2005) adıyla yayınlandı. Oyunun iç mantığındaki tutarsızlıklar olumsuz eleştirilere neden olmuş olsa bile prense olan ilginin azalmasına yetmedi. Piyasaya sürülüşünden bir ay sonra 1,5 milyon satışa çoktan ulaşılmıştı.
2008 yılında, yeni oyunun adı Prince of Persia oldu. Prince Of Persia (2008) Aralık başında PC, Xbox 360 ve PlayStation 3 için piyasaya sürüldü. Aralık sonunda 2 milyonu geçen satışa ulaştı. Gerçekçi grafik anlayışının terk edildiği oyun, tabloyu ya da daha çok bir çizgi filmi andıracak şekilde tasarlandı. Eşlikçi karakter sayesinde oynanan seviyede başarısız olunduğunda son kontrol noktasına dönme ihtiyacı ortadan kaldırdı. Oyun, oyuncuların seviye ilerleme sırasını seçmesine olanak tanıyan açık dünya tasarımına sahipti. Diğer taraftan büyük bir kusura sahipti; oyuncunun oyunda yaptığı her şeye aykırı olan bir sonu vardı. Sonradan genişletme paketleri ile bazı şeyler rötuşlanmış olsa da oyunun sonundan ödün verilmedi.
Ubisoft geçmişte bir ara katman açmak niyetindeydi ve senaryo, Prince of Persia: The Sands of Time ile Prince of Persia: Warrior Within arasındaki zamana odaklanarak The Sands of Time ile başlayan hikâyeye geri döndürülmüştü. Serinin en iyi aksiyonlardan birkaçına sahip olması dolayısıyla heyecan vericiydi. Grafik bakımından döneminde yere göğe sığdırılamadı. Xbox 360 ve PlayStation 3’de grafikler coşmuştu. Grafikler bu kadar taktir toplayınca PC içinde HD bir paket yayınlamak durumunda kalındı. Prince Of Persia: The Forgotten Sands (2010) oyunun hayal kırıklığı yaratan kısmı kapışmalardı. Düşman kalabalık olasına rağmen çabuk diz çöküyordu. Oyuncular bir yandan grafiklere tapınırken bir yandan dövüşlerin sıkıcılığı içinde savruluyorlardı. Geçmişten Günümüze Prince of Persia oyunları arasında görsel bir şölen olarak yerini aldı.
Oyun kültürüne yenilikler bahşeden prens, bugün büyük bir oyun kültü. Oyun yazılımına bulunduğu teknik katkılarla bilgisayar tarihinin önemli bir mücevheri. Bu noktada Mechner’a şapka çıkarmak lazım. Prens kendisinden saygıyla bahsedilmesini gerçekten hak ediyor. Yolunun Ubisoft’la Ubisoft daha palazlanırken kesişmesi de kaderin cilvesi sanki…
Son olarak unutmadan hatırlatmak gerekir ki, prens değişen oyun dünyası içerisinde mobil oyuncular için de kendini var etti. Prince of Persia oyunları mobil oyunların yaygınlaşması ile telefonlar ve tabletlere de sıçradı. Mobil kısımdaki macerayı merak edenler tablet bilgisayar modelleri ile en iyi oyun performansını yakalayabilirler. Şimdiden herkese iyi eğlenceler!